Bir Zombi Dişlese de Rahat Etsem

14:11 Bahar ERGÜL 0 Comments

En basit cihazların yanında bile bir kullanma kılavuzu var. Ne güzel.

Keşke insanlarda da olsa. Nasıl yaşayacağını bilmeyen, 3 kuruşluk menfaat için vücudunda oynamayan uzvu kalmamış 'insancıklar'dan sebep nasıl zayi olduğumuz gün gibi ortadayken... Keşke diyorum, ah keşke...  
- İnsan olmanın temel şartları
- Adalet, din, menfaat, nankörlük ve dürüstlük tanımları
- Kendinden olmayana nasıl davranılması gerektiği
- Tüm canlıların eşit yaşam hakkında sahip olduğu
- Şerefli bir yaşam sürebilmenin olmazsa olmazları
- Nezaketin kimseyi öldürmediği ve örnekleri
- Pişkinlik, utanmazlık ve yüzsüzlükle mücadele etmenin imkansız olduğu 
gibi başlıklar olsa bu kılavuzda ve gerizekalıya anlatılır gibi şemalar eşliğinde izah edilse güzel olmaz mıydı? 

Haysiyetli bir yaşamın ne tür sorumluluklar getirdiğini, zor koşullar altında da doğru olanı yapabilme tercihinin 'insanlık'la olan ilintisini, can yakmadan ve haksızlık etmeden; doğar doğmaz öğrenebilsek keşke bu kılavuzdan... 

Hayatta esas olanın Allah/kitap/din üçgenini dillendirmek değil; kimseye haksızlık etmemek olduğundan bihaber ortalarda gezenler de 'insan' kategorisine girer miydi o zaman? Ya kraldan çok kralcı olanlar ???

Bu ara rehber/kılavuz gibi kavramlara takık durumdayım. Çünkü bıktım yaşını başını almış terbiye olmamışlardan, sosyal statü ve eğitim durumu fark etmeksizin her yöne dümen kırabilenlerden, zekası ve becerisiyle alt edemediğine pislik atan, kimin atına binse ona ağam/paşam çeken ve mahalle yanarken saçını taramakta sakınca görmeyenlerden. 

En iyi ihtimalle 100 yıl sonra kökümüze kibrit suyu dökecek olan Yapay zeka ile uğraşacaklarına, insanlar için 'geri dönüşüm' yapsalar keşke.. Evrimini tamamlayamayanlar 'çöp' kategorisine girse.. Hemen geri gönderilseler.. Kimler düşer can derdine bi düşün :) Bilimin artık insanlığı yüceltecek şeylere mesai ayırması gerektiği kanaatindeyim. (Biz kendi pisliğimizde boğulmadan.)

Yüksek bütçeli zombi senaryoları yazmasın kimse. 

Dünyanın sonunu salak bir virüs değil bu kötüye bulanmış, hiçbir prensibi olmayan, önlerine gelen her güzelliği ve saflığı yok ederken salyalar saçan aşağılık yaratıklar getirecek. 

Birçoğumuz uzun zaman önce insanlıktan çıkıp yaratığa döndük zaten. Zombilerden daha tehlikeli bir tür olduğumuz tartışmaya açık bir konu değil artık maalesef.  Zira yaşamak değil bu, hayatta kalma mücadelesi... Oyun kurucular da uzun zaman önce terk etti etik değerleri. Hayvanlardan ders alır olduk. Ağaçlar, kuşlar, salyangozlar ve çocuklar... Tamamının nefretini kazandık çok şükür (!)

Kılavuz yok. Kargaya güvenenlerin hali içler acısı.
Belki rehberlik kısmı için ebeveynleri konuşabiliriz. Onların niteliğini yorumlama işini size bırakıyorum. Bugün kalbimizi nefretle dolduran bunca sürüngenin de nihayetinde bir anne ve babadan türediklerini düşünürsek; benim için çoktan içi boşalmış ve anlamı düşmüş bir konu. 

Bir yaştan ve seçimlerimizden sonra mücadelemizin temel konusu; kendi yarattığımız karma oluyor. O yüzden gözünü kırpmadan her türlü kötülüğü yapıp sonra da mutlu olmayı beklemesin kimse :) Dağıttığın iyilikler de çıkıyor yoluna, kötülükler de bela olup yağıyor başından aşağı. Buna rağmen ilginçtir şifa arayana ve sorgulayana pek rastlamadım. Anlayamadığımız şeylere b.k atıp yola devam etmek, zeka ve ahlak gerektirmeyen çok daha kolay bir seçenek. Konfor alanlarını terk etmek ise cesaret ve bilgelik istiyor. Bu da öyle her ruhun harcı değil. 

Şuursuzluktan delirip mutluluğa varanlar kalabalık ve özendirici. 

Yoruldum. Başım ağrıyor hep.  
Sen halledersin, güçlü bir kızsın vs vs.. gerçekten duymaya tahammülüm kalmadı. Bi zombi dişlese de rahat etsem.

Bu doz ölümcül okur.
Bu yalnızlık büyük.
Bu çaresizlik delirtecek.

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.