Aşk İle...

19:35 Bahar ERGÜL 2 Comments



Acının insanoğluna sunduğu 2 seçenek var; ya bilgeliğe götürüp sonsuz bir dinginliğe ve iç huzura kavuşturuyor ya da kabuğunu sertleştirip özünden uzaklaştırıyor..

Yola seninle devam etmek isteyenler bütün koşulları zorlarken, önemsediklerin ait oldukları deliklere kaçıyormuş.. Hakkımız olduğunu zannetmiyorum ama, kızıp küfür etmek, lanet okumak ta bir seçim.

Hepimiz neysek O'yuz. Önemli olan değişime ve dönüşüme cesaret gösterebilmek. Şu sıralar Tasavvuf okuduğum için mi bilmiyorum inişli/çıkışlı ruh halimde tuhaf sapmalar çarpıyor gözüme. (Bir arkadaşım insana benzemeye başladın dedi)

Tahammülsüzlüğüm, ayrıntılara yüklediğim korkunç anlamlar ve herşeyi kontrol altına alabileceğimi zannetmem bilmiyorum ki hangi gerzeklik kategorisinde? Ne zor kabullendim ki insanlar istedikleri şeyi, istedikleri gibi anlamakta sınırsız özgürlüğe sahip.. 

Bu anlama biçimi her zaman senin istediğin boyutlarda olmak zorunda mı? İç içe geçmiş, varlığından uzun zaman haberdar olmadığın ve ansızın hortlamakta üstüne olmayan acılar bazen görüş mesafeni düşürüyor.. İşte ben o mesafelerde kitaplara sığınıyorum, Sebahattin Ali'ye, Selahattin Yolgiden'e..

Ruhumdaki çatlakların fay hatlarına dönüşmeye başladığını görüyorum bazen. Korkuyorum onlardan birinin içine düşmekten.

Bunun yanında başka şeyler de görüyorum tabi. Tedavi etmek için gelenlere de kafayı yedirip gönderdiğimi mesela.. Bazıları zaten kötü kıyılardan geliyordu, bazılarıysa benim yüzümden boktan adamlara dönüştüler..

Bir Tasavvuf aşığı diyor ki;

''Herşeyin birbiriyle bağlantısı var, anlamak için acele etme. Önce kendinde olanı görmeye ve anlamaya çalış. Kendi kusurunu görmeyen, onu başkasında arar unutma.. Tıkandığını hissettiğinde yapacağın en muhteşem şey yavaşlamak, sadece yavaşla.. Görüntünün bir anda nasıl netleştiğine bak. Kendi özünü tanı, o sana yol gösterecektir.

Sen kendine kıymet vermedikten sonra, başkasından beklemek haksızlık değil mi? Başına ne gelirse gelsin çıkamazsın bu merdivenleri kendi kör noktanı bulmadıktan sonra!''

Yangından ilk kurtarılacaklar belli aslında. Sadece kavga etmeyi bırak, evrende herşey senin istediğin gibi olacak değil ya? Planlamadıkların gerçeğin olduğu zaman neden küsüyorsun? Belki seni başka bir şeye hazırlıyordur o sövdüğün şey?

Defalarca karşıma çıkan şey şu ki; hayatta bir dalga etkisi var. Ne savurursan denize, o vuruyor kıyıya.. Hak etmediklerin de olabilir aralarda. Onlar da başka eksiklerini tamamlamak için..


Aşk ile..


2 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.