Bayar! Babam Bana Koyun Aldı!
''Bayaaaaarrr!!!
Babam bana koyun aldı!''
(Hiçbir çocuk adımı tam olarak söyleyemedi, al sana mis gibi bir ukde daha...)
Bu cümleyle geldi yanıma koşarak. Nefes nefese kalmış, yanakları al al olmuş, heyecandan yerinde duramıyordu. Gülmek her yaştaki insana yakışıyor da, çocukların masumiyeti daha bir gün yüzüne çıkıyor sanki..
Kıpkırmızı yanaklarını sevdikten sonra ''neredeymiş koyunun? dedim. ''Aşağıda, hadi gel sev, kimseye sevdirmedim'' dedi. Yüzüne baktım, kocaman açılmış gözleri... Terliklerimi ayağıma nasıl geçirdiğimi bilmiyorum, ha bire üstümü başımı çekiştirip duruyordu.
Birlikte koyunun yanına gittik. Daha doğrusu beni, o kokuş kokuş hayvanın yanına resmen sürükledi. Yanımda hoplayıp zıplıyor, çığlık çığlığa babasına teşekkür ediyor, öpücüklere boğuyordu. ''Dünyanın en iyi babası!'' diyordu.
Çocuk olmak ne güzel şey. Dünyanın en iyi insanlarını etrafındakiler zannediyorsun.
Hemen bir isim bulduk koyuna; Hasan oldu adı. Dedesini çok seven bir çocuk için sanırım bundan daha masum ve değerli bir jest olamaz.
Yaklaşık bir hafta boyunca her sabah kapıya dikildi. ''Hadi Hasan'a kahvaltı yaptıralım.'' Birkaç kez direnmeye çalıştıysam da bayan hazır cevap ''seni aç bıraksalar hoşuna gider mi?'' deyince teslim oluyordum. Hayattaki en korkunç şey, bir çocuğun kalbini kırmaktır bana göre.
Çaresiz sürüklenerek onunla birlikte aşağıya iniyor, o dayanılmaz kokuya katlanıp saatlerce Hasan'la oynuyordum.
Afacanın keyfine diyecek yoktu. Hasan, O'nun elinden ot yerken kahkahalar atıyor, sırtına binip gezmeye bayılıyordu. Çocuk aklı işte, ''çişi gelmiş bana söyledi'' diye ipinden tutup gezmeye bile götürüyordu zavallı koyunu. Ben de peşlerinden tabi.
O kimseyle konuşmayan huysuz ve kavgacı çocuk, Hasan geldiğinden beri cıvıl cıvıldı. Yemek yerken bile aklı hep koyundaydı. Eve sokabildiğimiz nadir anlarda da pencerenin önünden alamıyorduk cadıyı. Tabağındaki yemeklerin yarısını ayırıp, gizli saklı koyuna götürüyormuş. Bir akşam bize geldiler.
Bizimki mandalinasını soyup, o 2 dilim zor sığabilen küçücük avucunu bana gösterip kulağıma ''Hasan'ın yanına gidelim'' dediğinde gözlerim dolmuştu. Annesi, gece uyanıp koyuna baktığını, ona iyi geceler deyip el salladığını, koyuna öpücük gönderdiğini filan anlatmıştı. O bacak kadar çocuğun, minicik yüreğine bu kadar sevgiyi nasıl sığdırdığını hala düşünürüm..
Sabah saatleriydi...
Mutfakta kahve içerken aniden irkildim. Kapımız yumruklanıyordu. Babam, ''kızım şu kapıyı aç, yoksa kıracaklar'' dedi. Açtım. Boyu zile yetişmediği için, olan gücüyle yumrukluyordu kapımızı.
Yüzü kıpkırmızı, ağlamaktan sesi kısılmış, saçları dağılmış, avaz avaz bağırıyor; apartmanı inletiyordu fakat sürekli haykırdığı için ne dediğini bir türlü anlayamıyordum. Eğildim, sarılmaya çalıştım ama ne mümkün! Öyle fena çırpınıyordu ki zapt edemedim... Noldu sana? dedim. Cevap veremeden kucağıma yığıldı ufaklık...
Arkasından üstü başı kan içinde babası geldi. Suratında bugün bile hala unutamadığım o iğrenç gülümsemeyle. Anlamak zor olmadı tabi !
Madem bu haltı yiyeceksin,madem senin için dindarlık hayvanları öldürüp etlerini yemekten/dağıtmaktan geçiyor; O çocuğun duygusal bağ kurmasına neden izin veriyorsun? 'Dini bütün bir müslüman' çıkar mı o bünyeden bu saatten sonra?
Dinin dogma yaptırımları yerine yalan söylememeyi öğretsek? İnsanlara haksızlık etmenin kötü bir şey olduğunu.. Dünya üzerindeki bütün canlıların eşit yaşam hakkına sahip olduğunu mesela?
Din eğitimi ve kurban kesmenin önemini (!) anlatmak için biraz hunharca bir yöntem değil mi bu? Bu çocuk 4 yaşında üstelik?
Dünyanın hangi ara böylesine büyük bir cehenneme dönüştüğünü düşünme zahmetine girerseniz bir gün; etrafınıza bir bakın. Hayvan sevgisini alnına bir parmak kan sürerek anlatmaya çalıştığınız çocuklar büyüdü.
Şimdi buradan yola çıkarak inançlarıma yürüyebilir, Müslümanlık seviyeme not verebilirsiniz. Uzun zamandır sallamıyorum böyle şeyleri. Dinler üstü ahlak kuramından rahatsız olmayacak kadar eğittim kendimi. O iç geçirerek kucağımda sızıp kalan çocuğu önemsiyorum ben.. Kanlar içinde gördüğü babasını nasıl unutabileceğini önemsiyorum.
Hayvan keserek kutladığınız bayramlarınız sizin olsun.
1 yorum: