Sevme Beni

08:57 Bahar ERGÜL 0 Comments

Bir insanı hissettiklerinden ötürü suçlamanın, dünyanın en aşağılık davranışı olduğunu biliyorum. Yalvarıyorum o dünyadan habersiz masum gözlerin peşimi bıraksın. Ağzımdan çıkan her cümleyi düşünmekten, kelimelerimin kırılgan kalbinde yaratacağı tahribatı düşünmekten yoruldum artık...
 
Kahve içiyorum, gözlüklerimi takmıyorum diye beni azarlaman bile canımı sıkıyor ama saflığın karşısında dilimi ısırıp susmak oluyor payıma düşen. Bir erkek arkadaşıma sarıldığım zaman yüzün gölgeleniyor, için için kıskanıyorsun. İyi de sana ait olmayan bir şeyi kıskanmaya hakkın yok sen de bunu bilmelisin.
 
Ne yaptıysam olmadı. Uzaklaştıramadım seni kendimden.. Tane tane anlattım küçük bir çocuğa anlatır gibi. Anlamadın kızdım, yine anlamadım sövdüm... Hırpaladım. Duygularını incittim, hunharca davrandım yüreğine. Ama gitmedin.. Lanet olsun ki gitmedin.
 
Beni bütün karanlığımla bırakıp arkana bakmadan gitmeni öyle çok istiyorum ki... Ben bile sahip çıkmazken günahlarıma, ben ortada bırakırken hatalarımı sen onları bile sessizce sevdin... Gecenin bir yarısı, bütün insanlık uyurken, senin için üzülüp ağlayarak bunları yazmak bile canımı nasıl acıtıyor anlayabilmen mümkün değil.
 
Bazen öyle bakışlarını yakalıyorum ki... İçim acıyor. Çok acıyor hem de. Dünyanın en güzel şeyine bakar gibi seyrediyorsun yüzümü. Eziliyorum... Utanıyorum seni sevmemekten ve asla sevmeyecek olmamdan. Dünyaya kötülük yapmak için gönderilmiş, zehirli biri gibi hissediyorum.
 
Gerçekten öyle miyim Allah'ım? Ben insanları mutsuz etmek için mi gönderildim bu evrene? Al bu laneti üzerimden eğer öyleyse...
 
 
Keşke sana zannettiğin kadar güzel olmadığımı anlatabilseydim.. Benim de içimde bazen çirkef duyguların yeşerdiğini ve onları beslemek için etrafımı zerre kadar umursamadığımı keşke görebilseydin... Hiç gelmeyecek bir treni beklediğini anlayabilseydin...
 
Ne olur bekleme. O tren hiçbir zaman gelip seni hayal ettiğin diyarlara götürmeyecek... Al tahtadan bavulunu, başka bir yüreğin yolunu tut... Gün batımını izlerken başka bir omuzda, aslında sevgini hiç haketmediğimi göreceksin.
 
Şu hayatta hep yenildin, üzüldün, haksızlığa uğradın... Belki sevdiğinin, her gece bir başkasını düşünerek uyuması da haksızlık bunu ne kadar çok düşünüyorum biliyor musun... Onurlu bir adam olduğun için kimseye eyvallah etmedin. Erdemlerinle gömülmek tek isteğin. Bir insanı ondan habersiz sevmek te bir erdem bunu biliyorum. Ama bu dünya zannettiğin kadar merhametli değil, kır düşmüş saçların bunu neden anlamak istemiyor?
 
Ben de bir zamanlar birilerini karşılık beklemeden, katıksızca sevdim. Kalbimi kırdılar. Eski püskü ceplerimi yokladığımda ellerimde sadece hüzün bulaşığı oluyor. Utanarak sahiplenmeye çalışıyorum beş para etmez geçmişimin sahtekar kahramanlarını... Bu yüzden yaşadığın sancı öyle tanıdık ki... Benim de seni kırmama izin verme ne olur.. Yaramaz bir çocuk gibi kırıp dökeceğim aramızdaki sırça duvarı. Saçları ağarmış yaşlı bir teyze olup geriye baktığımda seni sonsuz insanlığınla hatırlamama izin ver. Bir gün beni sevmekten bıkıp, çekip gitmeni öyle istiyorum ki...
Git benden artık.
Sevme beni ne olur...

 
Kaleme alındığı tarih : 07.01.2011

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.