Hofburg Sarayı

12:43 Bahar ERGÜL 0 Comments

Hofburg Sarayı
Robbie Williams: She's the one
 

                        Bana çok ilginç geldi buranın hikayesi. Hofburg Sarayı, ilk olarak Hofburg Hanedanlığı'na ev sahipliği yaptıktan sonra Avusturya - Macaristan İmparatorluğu'ndan da bazı ailelerin yaşadığı gözde mekanlardan biri olmuş.
 
                        İlginç olan şu ki; bu saray  13.y.y.'dan  19 y.y.'a kadar uzun ve farklı bir çok dönemin değişik mimari tarzını ve değişimini yansıtıyor. İlk olarak bir yeri yapılmış, sonra başka bir yeri ilave edilmiş, sonra daha da genişletilmiş... Uzun yıllar sonunda bugünkü nefes kesici görünümüne kavuşmuş. Saraydan ziyade bir kompleks olarak düşünün.
 
                      Bu sarayda İmparator Franz Joseph ve efsane eşi İmparatoriçe Elizabeth'in (Sisi) kullandıkları odalardan bazıları gezilebiliyor. Toplam 6 odadan oluşan Sisi Müzesi çok revaçta. Kraliyet daireleri gözalıcı...
 
                         Sarayın büyük çoğunluğu müze niteliğinde.10. yüzyıldan kaldığı sanılan mücevherlerle bezeli taç da olmak üzere, çok sayıda değerli objeye ev sahipliği yapıyor. Avusturya ve Kutsal Roma İmparatorluklarına ait mücevherlerin ve kutsal mücevherlerin sergilendiği hazine de burada.
 
                            Pazar günleri Viyana Çocuk Korosu şarkı söylüyormuş :) Beethoven'ın piyanosu da burada sergileniyor.
 
                           Hofburg Sarayı'nın içinde bir de muhteşem yemek takımlarının, mutfak ve servis eşyalarının ve süs olarak kullanılan objelerin sergilendiği bir bölüm var. Ben saray odalarını, dönemin dekorasyon tarzını, kumaşlarının desenlerini, görmeyi çok istemiştim. Yorgunluğuma değdi. Altın yaldızlı dekorasyon ve mutfak gereçlerini annemin görmesini çok isterdim.
 
                          İnanılmaz görkemli bir tarih seriliyor gözlerinizin önüne. Bu kadar ihtişamlı ve refah düzeyi tavan yapmış bir geçmişe sahip olmaları, doğal olarak halkının özgüvenini desteklemiş. Kültürel geçmişlerine sıkı sıkıya sahip çıkıyor ve bunun haklı gururunu yaşıyorlar...
 
                         Efes Müzesi'ne gelince biraz bozuldum. Çünkü bu müze bizdeki Efes Kenti'nden gelen eserlerle dolu. Kendi tarihine nasıl sahip çıkıp saygı bekliyorsan, başka milletlere de aynı hassasiyeti göstermelisin! Bence bunları bize geri vermeleri lazım. Size ait bir şeye, başkasınınmış gibi bakmak gerçekten insana kendini kötü hissettiriyor...
 
                        Feci yoruluyorum son bir kaç gündür. İpodumu yanımdan bir an ayırmıyorum. Şarkı bitene kadar dinlemek için yolunuzu uzatıyorsanız müzik artık ruhta demektir...

Bulduğum ilk fırsatta yazarım.
Biraz dinlenmeliyim.

 

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.