Gulaş Müzesi
U2: One LoveGulash Museum
İnanılmaz bir konfor var kentin her köşesinde. İnsanlar sokağa çıkmayı bizden çok önce keşfetmiş. Her köşe başında kahve içilebilecek yerler var. Yemeklerine pek alışabildiğimi söyleyemem fakat hizmet kalitesi çok iyi. İnsanlar yaptıkları işe saygı duyuyor.
En pahalı ve en ucuz cafede fiyatlar birbirine yakın. Mesela bir kahveyi en ucuz yerde 3 euroya içiyorsunuz, en pahalı cafede ise bu fiyat en fazla 6 euro oluyor. İstanbul geldi aklıma. 2 liraya da kahve içiliyor, 27 liraya da. Gözünü seveyim memleketimin! Şaka gibi gerçekten.
Hayatımda ilk defa gulaş yedim bugün. Gulaş bol etle yapılan bir Macar yemeği aslında. İçine konan malzemeler Türk mutfağından bildiğimiz şeyler. Oldukça zengin bir içeriği var. Gulaş Müzesi diye bir restoran buldum. Adından da anlaşılacağı üzere ciddi boyutlarda gulaş çeşidi var burada. Atmosferi çok güzel. Önce etli bir tabak koydular önüme. Allah'ım! Kaderime razı olup beyaz ekmek ve makarnayla karnımı doyurmak zorunda kalacaktım ki servis görevlileri imdadıma yetişti. Yüzümü ekşittiğimi farkettiler galiba? Vejetaryenler için patates, fasulye ve mantarla yapılanından varmış. Ben de ondan yedim. Millet bayılıyormuş gulaşa, ben vasat buldum açıkcası. Damak tadı değişik bir şey işte..
Birazdan hesabı ödeyip çıkacağım. Şu meşhur Alman biralarını denemek istiyorum. İlk yudumda aklımda canlanacak olan şeyin merakı içindeyim. Bakalım..
Uzun bir yolculuk hayat. Yıllar sonra elindekiyle hayalindeki birbirini tutuyorsa bu büyük bir tesadüf oluyor aslında. Ayaklarıma batan dikenler, bir gün canımı acıtmazsa diye korkuyorum ne garip. Başıma gelen felaketlerden sonra hep aynı ses yükseliyor içimden; seni büyütmek için varız...
Ne olursa olsun yüreğinde taşıdıklarınla anlamını buluyorsun. Her kırgınlık yerini olgunluğa bırakıyor bir gün... Dünyanın neresine gidersen git kalbindeki sesle yüzleşiyorsun.
Niche'nin ünlü sözü geldi aklıma; ''İşe kendini yakmakla başlayacasın...''
Kaleme alınma tarihi: 27.05.2011
Kayıtlar
0 yorum: