Kadını Maymun Eden Erkekler

00:15 Bahar ERGÜL 0 Comments

            Hani o yerden yere vurduğumuz dayakçı koca profili var ya, onu sevin hanımlar. Evet, yanlış okumadınız. Hatta o aşağılık şahsiyet  -kendine göre  ''içinden geldiği gibi davrandığı'' için-  can'dır diyebilirim. Bir bakıma doğrudur savunması. Adamın içinden dayak atmak gelmiştir. Dayakçı koca dürüsttür en azından. Çevrenize yaklaştırmadığınız müddetçe o adamdan size zarar gelmez. Yeter ki yaklaştırmayın.
 
           Fakat bir başka profil var ki asıl kadın düşmanı bunlar. Bu türler şehirde yetişir. Geneli iyi eğitimlidir. En az iki dil biliyor olmalarının yanında, Avrupa kentlerini avuçlarının içi gibi bilirler. İster takım elbise, ister spor takılsın her daim şıktırlar. İleri görüşlü, kültürlü, envai çeşit Çin yemeği bilen, düzgün konuşan ve kendini iyi ifade eden, oldukça kibar ve nezaketli tiplerdir ki kanımca bunlardan uzak durmakta fayda var. (Bazı kaynaklarda kendilerinden  'Takım Elbiseli Kadın Cellatları' şeklinde bahsedilir.)
 
           Bu modeller kadına nasıl davranmaları gerektiğini çok iyi bilirler. Siz ne kadar cool bir kadın olursanız olun, onlara sökmez. Tilki edasıyla çevrenize sinip, gerekli lojistik desteği kullanarak, türlü bahanelerle hayatınıza sızmayı başarırlar. Akşam yemekleri ve diğer küçük jestler yardımıyla dikkat çekip  ''kutsal yol''daki ilk zaferlerini kazanırlar. İlk zamanlar konuşmaları ve asaletleri büyülü gelir, rüyadaymışcasına dinleriz... Ve kaçınılmaz son; bu safhada akli melekelerimizi kaybeder, hayaller alemine transfer oluruz.
 
           Tiyatro, sanat, siyaset, sinema, edebiyat v.s konularda ciddi birikim sahibi oldukları için diğer hemcinslerinden ayırt edici nitelik kazanırlar. Hele ki espri yeteneği de varsa tamamdır bu iş! Robbie Williams kadar çekici olmamakla beraber, inanılmaz potansiyelleri vardır ve bunu  -farkında olan her erkek gibi-  çok iyi kullanırlar. Lafa gelince mangalda kül bırakmazlar. Başetmeniz imkansızdır. Kadında güzelliğin önemli olduğunu belirtip, sizinle ilgilenerek inceden güzel olduğunuz mesajını verirler. Bu ince mesajlar kısa zaman içinde yerini açık ve net komplimanlara bırakır. Ki bizler bu noktada asla kayıtsız kalamayız. 
 
              Artık şapşallık mıdır yoksa basiretimiz mi bağlanır bilinmez, ipleri kaçırmamız an meselesidir. Öyle ağzımız bir karış açık hayran hayran dinleriz onları. En çığırtkanlarımız bile dut yemiş bülbüle döner. O kültür abidesi yaratıklar aklımızı başımızdan almaya yeter de artar bile. Üzerine bir de romantik ve duygusal erkeğim diye ayak yapıyorsa zaten hiç kaçarımız yok dut gibi aşık oluruz.
 
              Ne çare ki yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmıyor. Masum görünümlerinin ardındaki çakallığı keşfetmemiz kalbimizin kırıldığı ana tekabül eder. O duygu adamı gider, yerine lütfedip mesajlarınıza bile cevap yazmayan bir hayvanat gelir. Daha doğrusu öküz aynı öküzdür de bizim jeton geç düşer!
 
              Kırılan bir kalp ve tazelenmesi gereken özgüven duygumuzla kala kalırız. Ya da ilişkiyi kurtaracağım diye başı kesik tavuklar gibi dolanırız etraflarında. Geçmişler ola! Etrafında dört dönerek en duygusuz kadını bile etkileyebilen modern çağın kadın düşmanı, istediğini alır ve gider. Arkasından salak salak bakmakla, bela okumak arasındaki seçim sizlere kalmış canlar.
 
         Ne olduğunu anlamaya çalışmayın, birisi kirli ayaklarıyla kalbinizin üzerinde gezinip gitmiştir. Gidişinin altında genelde mantıklı ve tutarlı bir neden bulunmaz. Çünkü kazanova beyimiz başka bir  ''av''  bulmuş ve O'nunla ilgili bir çalışmaya(!)  girmiştir. Yenisini garantilemeden  ''cebindekini''  asla elden çıkarmaz. Sakın yakasına yapışıp hesap sormaya kalkmayın, salağa yatıp insanı çıldırtırlar.
 
             Bir de bunların evli versiyonları var. Yani işi nikah masasına kadar ilerletmiş, bir taze'nin ömrünü yemeye aday olanlar ki, o kadına geçmiş olsun. Ne yemek beğenir, ne ütü beğenir, saçma sapan kaprislerde bulunur, herşeye surat yapar, çocuğu 'yapar' ve başından atar. O k.çınızdan ayrılmayan adamın birden bire nedense aklına sosyal çevresi geliverir! Kadın işe yetişemez, ev işine yetişemez, çocuğa bakamaz, sirk cambazı gibi maymuna bağlar... Sonra da anti-depresana başlar...
 
         Ortada dayak var mı? Yok. Siz ruhen ve kalben bir kamyon dayak yemiş gibi olsanız da, şiddetin herhangi bir şekli var mı? Yok. Ama kendinizi ne kadar berbat hissettiğinizin bir tarifi var değil mi... İşin kötü tarafı suçlayacak birini de bulamazsınız kendinizden başka... Hal böyle olunca da ver elini feminizm.
 
         Tabi ki beş parmağın beşi bir değil. Kadınların da aynı şekilde maymun ettiği adamlar tanıyorum. Ha onlara acıyor muyum? Takdir-i ilahi deyip geçiyorum. Sevilmeye layık erkekler de yaratılmıştır şüphesiz. Denk gelmiyor ayrı mesele. Ama siz, siz olun bu tip erkeklerden ayaklarınızı poponuza vura vura kaçın!
 
 Kaleme alındığı tarih : 23.08.2011

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.